30’LU YAŞLARDA OLMAK

30’lu yaşlarındaki biri olarak, 30’lu yaşların sendromlu, problemli ve sıkıntılı olduğu hakkındaki genel yargıyı yıkmak için bu yazıyı kaleme aldım.

Dr. Özlem Mestçioğlu Gökmoğol 30’lu yaşlar için, “Başa biraz uzak, sona daha yakın. İnsanın ruhundaki çocuğu terk edip içindeki
çocuğu yaşatmaya başladığı dönemdir.” diyor.

 



Her yaşın ayrı bir güzelliği ve zorluğu var. 30’lu yaşlarınızda kendinize olan güveniniz yerindedir.Kazanmanın da,kaybetmenin de ne demek olduğunu iyi bildiğiniz için ayaklarınız yere daha sağlam basmaktadır.

Artık çocukluğunuz, ergenliğiniz ve hercai gençliğiniz bitmiştir. Aşırı heyecanlanmaz, korkmaz ya da endişelenmezsiniz. Çünkü bilirsiniz ki herşey olacağına varır ve hayat bir akarsu gibi her zaman yolunu bulur.

İç hesaplaşmalarınız da hemen hemen bitme noktasındadır. Kendinizi olduğu gibi kabul etmiş ve sevmişsinizdir.

Kimseye eyvallahınız yoktur. Kimseyi değiştirmeye ya da kendinizi başkalarına göre ayarlamaya çalışmazsınız. Sizi bu yaşınıza kadar iyi tanıyanlar ve gerçekten sevenler zaten yanınızdadır. Gidenlere ise “kal” demezsiniz.

Peşin hüküm ve ön yargılardan arınmışsınızdır. Diğer insanlara değer verir, hallerinden anlar ve toplum içerisindeki saygınlığınıza önem verirsiniz.

Kin tutma, düşmanlık besleme, takıntı haline getirme gibi huylardan çoktan kurtulmuşsunuzdur. Sadece yolunuza bakarsınız.

Mantığınız kontrolü ele almış, hislerinizi dizginlemiştir. Böylelikle her adımınızı hesaplı atarsınız ve vahşi hayat ormanında yaşarken daha az yara alırsınız.

Ailenizden, akrabalarınızdan ya da arkadaşlarınızdan hayata veda edenler olmuştur. Ölümün yaşam ile kol kola gezdiğini farkındasınızdır ve bunu olağan görmeye başlamışsınızdır.

Billions dizisindeki Axelrod şirketinin performans koçu ve psikoloğu Wendy Rhoades karakteri orta yaş krizini şöyle tanımlıyor.
“Eskiden insanlar bugün orta yaş dediğimiz yaşlarda ölüyorlardı. Bu yüzden 30’lara geldiğimizde kendimize ‘hala burada ne işimiz var?’ diye soruyoruz.”

Cahit Sıtkı Tarancı 46 yaşında öleceğini bilseydi 35 yaş şiirini yine yazar mıydı merak ediyorum. Şöyle başlıyordu o ünlü şiir;

Yaş otuz beş! yolun yarısı eder.
Dante gibi ortasındayız ömrün.
Delikanlı çağımızdaki cevher,
Yalvarmak, yakarmak nafile bugün,
Gözünün yaşına bakmadan gider.

İşte bu yüzden ölüme yaklaşmaştan dertlenip sendromlara kapılmak beyhude. Her günü mümkün olduğunca dolu dolu yaşamak lazım. 30’lu yaşlarınızda bunu da gayet iyi bilirsiniz.

Sözün özü asıl sendrom ve sıkıntı yaratan, hayatımızın akışındaki olgunlaşma evreleriyle mücadele etmektir.

Bunları kabullenmeli ve layıkıyla yaşamalıyız. Yaşıtlarıma diyorum ki, 30’lu yaşlar candır. Hiç kafanıza takmayın. 🙂

Bir yorum Sizinkini ekleyin
  1. 27 yasindayim ve Bende sikinti simdiden basladi hocam. 🙂 ama yazdiklariniz icimi rahatlatti.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir