Minimalizm Nedir? 5 Temel Adım!

Minimalizm nedir?

Minimalizm kısaca “sadeciliktir”.  Türkçe karşılığı da budur. Gariptir ki bu akım, hazır giyim sanayi, kozmetik ve güzellik malzemeleri sektörünün neferleri gibi çalışan bazı Türk Youtuber hanımefendilerde de bir süredir trend haline geldi.  Masum hayvanları öldürene dek üzerlerinde denenen kanserojen makyaj malzemeleri ve üçüncü dünya ülkelerinde ölümüne çalıştırılan işçiler tarafından üretilen kıyafetleri tanıttıkları videolarının arasına minimalizm ile ilgili anlatılar da serpiştirmektedirler.  Tabi hepsini aynı kefeye koymayalım. Aralarında gerçekten bu yola baş koyup büyük ilerleme kaydedenler de var. Onları da tebrik ediyorum.




minimalizm youtube

MİNİMALİST YAŞAM FELSEFESİ NEDİR?

Minimalizm 1960’lı yıllarda bir sanat akımı olarak doğdu. Zamanla moda, dekorasyon, grafik tasarım vb. her alana yayıldı ve aynı zamanda da bir yaşam biçimi haline geldi.

Minimalizm Nedir Minimalist Olmak İçin 5 Temel Adım
Minimalizm Nedir Minimalist Olmak İçin 5 Temel Adım

Minimalist yaşam felsefesi aslında, günümüzün tüketim çılgınlığına karşı bir tepkidir. Bu felsefe gereksiz tüketimi, süsü, şaşayı, üretmemeyi reddeder.  Nicelikten çok niteliği ve sadeliğin  dinginliğini savunur. Bu akıma dahil olan insanlar önceliklerini yeniden değerlendirmekte,  böylelikle hayatlarına değer katan, fikirleri, ilişkileri ve faaliyetleri ön plana alabilmektedir.

Bazı Türk Youtuber filozoflarımıza göre minimalizmin nicelikle alakası yok. Yani hala ellerinde 1000 adet makyaj malzemesi, dolaplarında çoğunu giymedikleri onlarca çift ayakkabı ve sadece bir kere giydikleri yığınlarca kıyafet bulunması sorun değil.  İki rimel, üç allık, bir çift ayakkabı ve 2 bluzdan vazgeçmeleri ruhani minimalizm lideri olmalarına yetiyor. Bence bu felsefe konusunda pek de samimi ve güvenilir değiller.

Konumuza dönecek olursak beynimizi satın almaya ve tüketmeye değil de gerçekten düşünmeye sevk ettiğimizde sahip olduğumuz fiziksel şeylerin hayatımızın en önemli parçaları olmadığını fark ederiz. Böylelikle fiziksel malları biriktirmekten daha önemli şeylere odaklanabiliriz. Tabi bunu uzak doğu felsefeleri ve ya kadim inançlar gibi dogmatik hale getirmemek, fanatikleşmemek gerek. Amacımız sadece huzura, dinginliğe, değerli zaman geçirme ve tüketim makinası olmama bilincine erişmek.

 

NASIL MİNİMALİST OLUNUR?

İşte size minimalist olmanın 5 temel adımı;

 

1. Fazlalıklardan Kurtulun:

Minimalizme yönelmeye karar verdiyseniz  dolabınızdaki giymediğiniz ya da az giydiğiniz kıyafetleri, evinizdeki size hiç bir faydası olmayan süs amaçlı ya da kullanılmayan eşyaları seçip ayırarak başlayabilirsiniz. Ayırdıklarınızı çöpe atmamalı ihtiyacı olan birilerine vermelisiniz.  Bu fazlalıklardan acele etmeden yavaşça kurtulun.  Ünlü Fransız heykeltıraş Rodin’e nasıl bu kadar güzel heykeller yapabildiği sorulduğunda  “Taşın fazlasını atıyorum, geriye heykel kalıyor.” diye yanıt vermiştir. Sizde kendi fazlalıklarınızı  atarak hayat heykelinizi biçimlendirmeye başlayabilirsiniz. Unutmayın nesnelerin aslında hiçbir değeri yoktur. Onlara değer ve anlam yükleyen sizlersiniz. Bunu yapmayı bıraktığınız anda değersizleşirler. Tabi bu durum ülkemizde fahiş fiyatla satılan Apple ürünleri için geçerli değildir. 🙂

 

2. Size Vakit Kaybettiren Gereksiz Şeyleri Terkedin:

Gereksiz eşyaları ayırıp atmak güzel bir başlangıç. Şimdi size vakit kaybettiren durumları düşünme ve bunlardan kurtulma vakti.  Örneğin sürekli alışveriş yaptığınız marketin kasalarında oluşan uzun sıralardan sıkıldıysanız ya daha sakin bir market bulmalı ya da alışveriş saatinizi  veya yönteminizi değiştirmelisiniz. Market alışverişinizi online biçimde yapmak sizi bu büyük zaman kaybından kurtarabilir.

Hepsinin konusu birbirine benzeyen Türk Dizilerini çok seviyor, her gün en az 3 saat bunları izlemeye mi ayırıyorsunuz? Bence birini izleseniz hepsini izlemiş kadar olursunuz emin olun. Artan zamanı da sevdiklerinizle aktivite yapmak, kitap okumak, belgesel izlemek, bir şeyler üretmek ya da sadece zihninizi dinlendirmek için kullanabilirsiniz.

Size zaman tasarrufu ile ilgili kendimden bir örnek vereceğim.  İlk gençlik çağlarımdan itibaren beri saçlarımla ilgilenmeye epey vakit ayırırdım. Bu konuda takıntılıydım.  Her gün evden çıkmadan önce saçlarıma jöle, wax, sprey gibi ürünlerle şekil verir, sürekli orasını burasını değiştirirdim.  Takriben iki yıl önce bu konuda bir şeyler yapmam gerektiğini hissettim. Saçlarımı 3 numara kestirmeye ve hayatımın kalanına böyle devam etmeye karar verdim. Böylelikle saçımla ilgilenmeye ayıracağım vakitten tasarruf edecektim. Fakat diğer bir sorun ise berbere gidip sıra beklemekti. Beni gerçekten oldum olası bunaltan bir durumdu.  İki sorunu birden çözmek için kendime bir profesyonel saç traşı makinası aldım ve kendi saçımı kesmeye başladım.  Eşim ortalığı kirlettiğim için bu durumdan pek memnun olmasa da, saçımla ilgilendiğim ve berber bekleyişinde harcadığım zamandan tasarruf etmiştim. Şöyle ki;

30 dakika x 365 gün = 10.950 dakika zaman tasarrufu (saç şekillendirme)

60 dakika x yılda 8 ziyaret  =  480 dakika zaman tasarrufu (berber bekleyişi)

Toplam Tasarruf: Yılda 11.430 dakika (190 saat) , (Yaklaşık 8 gün)

Hesaba göre yılda 8 günümün tamamını adeta boşa harcıyormuşum. Hayat hayli kısayken bu değerli vakti kafamdan çıkan kıllara harcamayı bıraktım.

Adına minimalizm demeseler de bu yaklaşımı benimseyen en bilindik insanlar Albert Einstein, Apple’ın kurucusu Steve Jobs, Google’ın kurucusu Sergey Brin ve Facebook’un kurucusu Mark Zuckerberg’dir.




Albert Einstein’in dolabında birbirinin aynısı 20 gri takım elbise vardı. Bunun sebebi her sabah ne giyeceğini düşünmeye ayıracağı zamandan tasarruf etmekti.

Albert Einstein
Albert Einstein

Apple’ın Kurucusu Steve Jobs’u, balıkçı yakalı siyah kazağı ve mavi kot pantolonu dışında farklı bir kıyafetle hiç görmedik. Ayrıca milyarlarca dolarlık bir sermayenin üzerindeki bu adamın evinde sadece bir yatak ve bir halı olduğu rivayet edilmişti.

steve jobs
steve jobs

Yine  Facebook’un kurucusu Mark Zuckerberg gri tshirt ve Google’ın kurucusu Sergey Brin siyah tshirt dışında başka bir şey giymemektedir.

 

3. Tüketimi Azaltın ve Üretmeyi Deneyin:

Tüketimi azaltmak iyidir fakat üretebilmek daha da iyidir. Size vakit kaybettiren gereksiz şeylerden kurtulduktan sonra kalan vaktinizin bir kısmını bu alanda değerlendirebilirsiniz. Herkes evde yoğurt, ekmek, reçel, konserve vb. ürünler yapabilir. Üstelik bunlar marketlerden satın alacağınız ürünlerin aksine sağlıklı ve gerçekten besleyicidir.

 

4. Zihninizi Temiz Tutun ve Stresten Uzak Durun:

Çevremizi gereksiz eşya ve objelerden arındırmak kadar zihnimizi de gereksiz duygu ve düşüncelerden arındırmak önemlidir. Karışık ve kaotik bir zihin yapısı ile amaçlarımızı gerçekleştirebilmemiz ya da hayattan keyif alabilmemiz mümkün değildir.  Burada bahsettiğim uzak doğu dogmalarında sıkça rastlanan acıya tahammül etme, sabır etme, olumsuzlukları kafaya takmama gibi bir pasifizm içinde olmak değildir. Aksine dikkatimizi dağıtacak diğer düşüncelerden arınıp; mücadelemize, hedeflerimize, amaçlarımıza ulaşmak  için  hangi faaliyeti gerçekleştiriyorsak ona bütünüyle odaklanmaktır.

 

5.  Vücudunuza Fayda Sağlamayan Yiyeceklerden Vazgeçin

Paketlenmiş sağlıksız atıştırmalıkları, bol kalorili çikolataları, asitli şekerli içecekleri bırakın. Bunların insan vücudu üzerindeki olumsuz etkileri ortadayken neden hala almaya ve tüketmeye devam ediyorsunuz?  Eğer birşey içmek istiyorsanız taze sıkılmış meyve suyu, maden suyu, şekersiz Türk kahvesi hatta normal su için.  Amerikalı muhalif gazeteci Michael Moore, “Şimdi Nereyi İşgal Edelim?” belgeselinde Fransa’da bir  okulu ziyaret etmiş ve öğle yemeğine katılmıştı. Yemekte çocuklara içecek olarak su verildiğini görünce epey şaşırmıştı. Çünkü Amerikan okullarında sudan daha fazla Cola tüketiliyor.

Özetle kalan ömrünüzü daha etkin ve daha anlamlı yaşamak istiyorsanız  bu adımları uygulamanızı tavsiye ederim.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir