KENDİLERİNİ LONDRA’DA ZANNEDEN İSTANBUL DİJİTAL AJANSLARI

Plaza dili hastalığı İstanbul’daki dijtal ajansları yatağa düşürdü. Aslında çoktan beri bu illetin pençesindelerdi, sonunda  nihayet komaya da girdiler.  Eyvallah iş gereği tam Türkçe karşılığı olmayan bazı İngilizce terimleri ya da kısaltmaları hepimiz kullanıyoruz. Evet bazen fazla teknik ve anlaşılmaz da konuşabiliyoruz fakat İngilizce başlıkla personel ilanı vermek de eşeğe su kaçırmak değilse nedir? İlana bakınca zannedersin şirket Mecidiyeköy‘ün ara sokaklarında değil de Londra‘da Thames Nehri manzarasına nazır bir caddede.

Peki soralım ve yine onlar adına cevaplayalım;

Ajans uluslararası mı?
Hayır

Yurtdışından iş alıyor musunuz?
Hayır

Yabancı personel mi arıyorsunuz?
Hayır

Müşterileriniz genellikle yabancı mı?
Hayır

O zaman iş ilanlarını; We Are Hiring, Jr. Creative Designer, Digital Project Manager, Social Media Manager, UX/UI Designer  başlıklarıyla yayınlayarak bizi mi yiyorsunuz emmioğulları? Ekip listesindeki Şoförün titrini Chauffeur olarak yazanı bile gördük.  Titrini Chauffeur diye yazınca bizim Muharrem abi uzay mekiği pilotu mu oldu?

Hadi biz bizeyiz çekinmeden konuşalım.  Ajans sahipleri genelde; Ahmet, Mehmet, Niyazi, Murtaza, İbrahim, Hülya, Zeynep, Kübra vb. bildiğin buram buram köy peyniri kokan, bizden isimlere sahip arkadaşlar. Çalıştığınız müşteriler de  aynı.  Dijitalde büyümeyi hedefleyen Otosansit‘teki Yedek Parçacı Fahrettin Dayı‘ya sunumu Digital Project Manager‘ınızla İngilizce olarak yapacak haliniz de yok.  Hatta sunumu olabildiğine Türkçeleştirip sadeleştireceksiniz ki adam kendine sövüldüğünü zannetmesin.

Ama sizin Founder ya da Digital Director Dublin’e gittiyse o başka… Dublin’e gidip Google kampüsünde en az bir dakika geçiren herkes Türkçe’yi unutuyor ve Digital Expert oluyor.  Havasından mıdır, suyundan mıdır bilinmez. Var elbet bir kerameti…  Jargon azimleri kadar oradaki standartların milyonda birini kendi ajanslarına getirme azimleri de olsa keşke.

Yok ama We Are Hiring! kafi.

Gerisini let loose gitsin.

youtube
  1. Ahahahah, gerçekten güzel bir noktaya parmak basmışsınız. Batıyı ilimle, bilimle örnek alırken onlardan olduk resmen. Bu durumun farkında olan bilinçli beyinler görmek sevindirici, öyle ki kod yazarken bile değişken isimlerini, arayüzü tamamen Türkçe karakterlerle inşa ediyorum. Veritabanı Türkçe karakter desteklemiyor mu? Başka Bir tane bul, yazı yazarken, not alırken mümkün olduğunca Türkçe karşılıklarını kullanamaya gayret ediyorum. En azından gören olursa, çıtanın ucu saçma sapan yerlere gitmesin diye bir imge oluyor. 🙂 Dediğiniz gibi, yurt içinde bir hava var, nirvanaya çıkarıyor aklımızı “check” etmezsek 🙂 Tabi bunların en önemli çıkış noktası eğitim sürecinde hocaların böyle öğretmesi sonucu oluyor, sonra iş hayatınca master developer edasıyla iş ilanları normal zaten.

  2. Ülke insanımız yabancı dil konuşunca kendilerini diğerler insanlardan daha yüksekte görüyor nedenini bilmiyorum kibirleniyorlar ve hatta yabancı dil bilmeyenler de o insanların daha farklı sınıfta olduklarını sanıyorlar. adam Almanya’ya gidiyor ordaki Türk kahvelerinde 10 ay takılıyor sonra ülkemizde caka sastıyor 🙂

  3. 10 yaşındaki çocukların bile yaptığı sosyal medyada reklam verme vs. işlerini allayıp pullamak için uyduruk terminoloji kullanıyorlar. Böylece faturayı çakmadan önce müşterilerin yapıılacak işin çok mühim olduğunu zannetmelerini sağlıyorlar.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir